bugün

entry'ler (19)

sevilmediğini kabullenmek

Kafanın rahatlayacağı ilk evre.

Kabullenin. Ben kabullendim rahatladım. inanın sorun sizde değil. Sevilenler sizden gerçekten üstün yönlere sahip değil. Sorgulamayı bırakın.

Bazıları sevilmez. Doğuştan bir şey. Bazılarımız hep sevilmeyen tarafta olacağız. Nedensizce...

öğretmenlerin aldığı maaş

Ucu ucuna bile yetmez. Yetmez.

Öğretmenler bu toplumun net en fedakar insanlarıdır. Sözleşmeli adı altında üç kuruşa çalıştırılan, kadroya girse bile ay sonunu zor görecek maaş verilen ve buna rağmen idealleri uğruna kendini parçalayan varlıklardır.

Yaptıkları tatil de gözünüze dizinize dursun. 1 ay boşlukları var adam akıllı. Onda da günü birlikten öteye gidemiyorlar bir yerlere. O da tatil yerlerine yakınlarsa.

Öğretmenlik dünyanın en ağır işçiliğinden ağır meslektir. Müteahhit çocukları bilmez pek. Öğretmenim mesaisi 8-17 değildir. Sabah 8 - sabah 8 'dir.

Öğrenciler çoğu zaman yakalarını bırakmaz. Bazıları vardır ki gece 11'de bile kapısını çalıp soru çözdürmek ister. Bazıları vardır ki annesinin babasının ilgilenmediği sorunları ile ilgilenir öğrencilerinin.

Öğretmenlik kendini yakmaktır. Çok net. O insanların hayatlarının içine girmeden bilemezsiniz. Dilerim bu karanlık günler son bulur ve el üstünde tutulduğunuz, öbür ayı nasıl getiririm korkusunu yaşamadığınız günler gelir.

evlenince çalışmam diyen kız

Tadından yenmez kimse kusura bakmasın.

Hiç öyle o zaman kocasının parasını yiyorsa ağzını açmasın falan demeyin. Bal gibi de açısındır ağzını. O senin maaşını yiyorsa, sen de onun yemeğini yiyorsun, ütülediği gömleği giyiyorsun, temizlediği evde yaşıyorsun.

Oğlum özellikle biz 90 nesli erkekleri çok şanssız varlıklarız. Annelerimiz gözünü açıp babalarımızla evlenmiş, gencecik yaşta bizi kucaklarına almış, hayatlarını bize vakfetmiş ışık gibi kadınlar. Haliyle gördüğümüz ve ileride hayatımıza devam etmek istediğiniz kadın figürü hep annelerimiz oldu.

Ne zaman büyüdük ve kafamızı dışarı çıkardık, işte o zaman saçmalamaya başladık. Çünkü büyürken gördüklerimiz ve dışarıda gördüğümüz kadınlar aynı değildi. Bu yüzden çok tökezliyoruz amk.

Neyse, çalışmak isteyen kadını zorla eve tıkacak kadar barzo değilim. Ama şahsen evleneceğim kadın çalışmak istemezse büyük saygı duyarım. ilerde çocuklar olunca gözüm arkada kalmaz en azından. Akşam eve gelirken karım, çocuklarım evde diye koşa koşa gelirim eve.

Çalışmayan kadın kimseye muhtaç değildir bu arada. O size ne kadar muhtaçsa siz de ona o kadar muhtaçsınız sonuçta. Hayat müşterek.

yaptıklarına mı yapmadıklarına mı pişman olursun

Gençken yaptıklarına, ölüme yakınken yapmadıklarına pişman olur insan.

Bazen aklıma yaptığım için pişmanlık duyduğum şeyler geliyor. Bazılarında kendimden utanıyorum, bazılarında kendime gülüyorum, bazılarında ise 5 dakika duruluyorum.

Bazen de kendimi 25 değil de 75 yaşımda gibi hayal ediyorum. Şunu da yapsaydım ne olurdu diyorum. Kötü şeyler olurdu, ortalık Karışırdı, bir süre kimsenin yüzüne bakamazdım. Ama sonuçta geçip giderdi işte. Ne geçip gitmiyor ki koduğumun hayatında.

Ama işte insanı engelleyen bir şeyler var hep beyninde. Bir şeyler hep bir adım geri çekilmeye zorluyor. insnaın kaybedeceği şeylerin ne kadar çok olduğu ile alakalı. Kaybedeceğin şey ne kadar çoksa o kadar çok çekingenleşiyor, korkaklaşıyor. Bu kaybedecek şeyler bir insan olabilir, değerler olabilir, kendine olan saygın olabilir. Her şey olabilir.

Bir daha hayata gelirsem ve seçme şansım olursa çok daha cesur olabileceğim bir hayat seçmek isterdim. insan geriye dönüp baktığında sadece yaptıkları için pişman olmalı çünkü. Yapmadığı için pişman olacağımız şeyler hep bilinmezlik çünkü. Kötüyü bilinmezliğe tercih edecek cesareti göstermek lazım.

sözlük yazarlarının itirafları

yolda yürürken yanlış yöne doğru gittiğimi fark ettiğim anda, direkt geri dönmek yerine telefonu kulağıma dayayıp 'abi sen orda değil misin?! hee tamam geliyorum abi.' deyip öyle geri dönüyorum. telefonun ucunda kimse yok tabii.

sanki hiçbir şey yapmadan yolumu değiştirsem insalar 'haha gerizekalı yanlış yönde gidiyormuş' diyecekler gibi bir hisse kapılıyorum.

son zamanlarda artan lokmacı dükkanları

tamamen sosyal medya modası.

bir aralar çiğ köfte sevenlere kıro diyenler moda olunca 'çiq qöfte qalp' diye dolanmaya başladı.

çay içenlere fakir diyen instagram pelinsuları da moda olunca çaykolik kesildi başımıza. 'her şeyi boşver çay demle', 'bir bardak çayın sıcaklığında buluşalım sevgilim' diye dolanıyorlar hâlâ idiotlar.

bu lokma modasının çıkışı da tamamen aynı işte

intermittent fasting

6 ayda 120 kilodan 80 kiloya düşmemi sağlayan (sporla birlikte) efsanevi beslenme disiplini.

muğla ağzı

Çocukken fazla yabancıladığım lakin 20 yılımı geçirdikten sonra alıştığım ve kulağıma çok tatlı gelen ağızdır.

bazı kelimeler ve anlamları şöyledir:

hindi = şimdi

ende = bu;şu;o

gücüle = henüz

zapıramak = koşmak

gortlangoz = salyangoz

ıvusa = rica eki ( ende kapıyı kapadıvusa )

süse = yol

biyon = bir kere

ganık = sürahi

su sulamak = bahçe sulamak

dığan = tava

granlamak = yanından geçmek

fıydırmak = fırlatmak

sırt= kıyafet

yargın = sırt

gabıklı = yabancı

okarı = yukarı

aşarı = aşağı

fortum = hortum

zabala = sabah

aşamınan = akşam

nahala = nasıl

ünlemek = seslenmek

çövdürmek = işemek

buymak = üşümek

cıldırık = serçe

böğü = örümcek

vere = hep

duke of gloat

Darkthrone'un old star albümünün akıllara zarar şarkısı. Adamlar her zaman kaliteli iş yapıyor ama bu fenafillah seviyesinde olmuş.
https://youtu.be/QMEqcvQQ5s0

zevk alınan ufak sapıklıklar

duş alırken ellerimi göğsümde kap şeklinde birleştirerek içine su doldurmak. ve ellerimi serbest bırakıp o suyun yere çarpışını izlemek.

obsesif kompülsif bozukluk

17 yaşımdan beri boğuştuğum hastalık.

ellerimi yıkamalarım, duş almalarım ve günde üç defa duş alsam bile geceleri pis hissederek yeniden duş almalarımla başladı.

odamdan mutfağa 12 adımda gitmem gerek diye kendimi şartlandırıp, 12 adımı geçince veya 12 adımı yakalayamayınca tekrar odaya gidip yeniden denemeye çalışmalarımla devam etti.

halı saçaklarını elime cetvel ve makas alıp aynı boyuta getirmeye çalışmak gibi özelliklerim geçen seneye kadar vardı.

ve hatta sırf mutfağa 12 adımda gidemedim diye bir saat uğraşıp, sınava geç kaldığımı bilirim.

yorucu ve hayattan soğutan bir hastalıktır bu.

bir kızın hoşlandığını anlama yolları

Seviyosa hoşlanıyordur. Ehe

139 yılın en serin temmuzu

Ve bence en güzel temmuzu. Muğla'da hiç böyle bir temmuz görmemiştim.

25 yıldır ilk kez küresel ısınmanın bir faydasını gördüm.

s 400

muhteşem bir sistem olabilir ama türk hava kuvvetleri'nin felç edilmesine de sebep olabilir.

amerika'nın f-35'leri vermemesi hava üstünlüğünün yunanistan'a, mısır'a geçmesini sağladı. daha da kötüsü yaptırım olarak f-16'ların yedek parçalarını da vermeyecekler ve işte o zaman doğu akdeniz olayından tamamen tasfiye olacağız. acı ama gerçek, türkiye'nin bütün hava gücü f serilerine göre dizayn edilmiştir.

lost wisdom

burzum'un ikinci demo albümünden efsane ötesi bir şarkı.

while we may believe
our world - our reality
to be that is - is but one
manifestation of the essence

other planes lie beyond the reach
of normal sense and common roads
but they are no less real
than what we see or touch or feel

denied by the blind church
'cause these are not the words of god
- the same god that burnt the
knowing

esp

1975 yılında hisatake shibuya adlı japon müzisyen tarafından üretilmeye başlanmış gitar markası.

2014 yılında amerika birleşik devletleri'nde de fabrika açmış ve amerikan yapımı gitarları da üretmeye başlamıştır.

abd yapımı olanları fiyat açısından fazla uçuktur ama kesinlikle parasına değer.

manyetikleri aşırı derecede iyi, klavyesi çok rahattır.

abd üretimleri genellikle emg manyetikli olduğu için tamamen metal türlerine uygundur. japonya üretimlerinde ise hemen her tarza uygun gitar bulunur.

dayak yiyen kadın görseniz napardınız

üç yıl önce başıma geldi. o gün bugündür asla karışmam.

kadınlarda kendine vuran adama yönelme isteği nereden geliyor bilmiyorum. hayır bu sadece içgüdü ile açıklanır ama diğer yandan kadınlar erkeklerden daha çok beynini kullanır saçmalığı var.

bana 'ya sana ne!!' diye böğüren kızın da burnu kanıyordu bu arada.

deniz börülcesi

tadına bayıldığım, deniz kenarlarında yetişen bir bitki.

öncelikle düdüklü tencerede güzelce haşlıyorsunuz, sonra ortasındaki kılçığı ayıklıyorsunuz. bu kısımlar biraz zahmetli ama zahmetin sonunda ödül büyük oluyor.

isterseniz üzerine sarımsak ve limon dökün, isterseniz kese yoğurduyla karıştırın. iki türlü de efsane lezzetli oluyor.

nescafe xpress

black roast olanının bağımlısı olduğum nescafe ürünü.